İlginç BilgilerKültür & Sanat

Stalin Rusyası’nda Yamyalık: Nazino Adası Olayı

Stalin dönemi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) unutulmayan kanlı olaylarından biri Nazino Adası’nda yaşanmış, aç kalan insanlar birbirlerini yemek zorunda kalmıştı.

SSCB’nin en tartışmalı liderlerinden biri olan Josef Stalin dönemi, yaşanan kanlı olaylarla anılan bir dönemdir. Stalin SSCB’sinde 1933 yılında yaşanan Nazino Adası vahşeti de bunlardan biridir. Sibirya’da kurulması planlanan komünler için 2 milyon civarında insanın bölgeye gönderilmesi ön görülmüştür. Rus tarihinde her zaman sürgün noktası olarak bilinen Sibirya’ya gönderilen insanlar ise genellikle suçlular, işsizler ve muhalifler arasından seçilmiştir.

Planın ilk etabı için 25 bin insan toplanıp, Sibirya’da yer alan Tomsk Oblast’ına (eyaletine) gönderildi. Bu grup içerisinden de 6 bin 200 kadın ve erkek, Ob Nehri üzerinde yer alan Nazino Adası’na gönderilmek için seçildi. 3 kilometre uzunluğunda ve 600 metre genişliğinde olan adaya mavnalarla taşınarak bırakılan insanlara kişi başı 4 kilogram düşecek şekilde çuvallarla bırakılan un dışında hiçbir alet veya malzeme verilmedi.  Bu adaya bırakılan unun gıda olarak pişirilecek hale getirilmesinin önündeki büyük bir engeldi. Üstelik adaya gönderilenlerin tamamı şehirlerden alınmış, tarıma dair bilgisi olmayan ve gıda açısından süreklilik sağlayamayacak kimselerdi. Adada insanları soğuktan koruyacak bir barınak olmadığı gibi ilk 4 gün boyunca yiyecek de dağıtılmamıştı.

Kalanlar İçin Dizanteri, Kaçanlar İçin Ölüm

nazino adası olayı nedir

Adaya yapılan 800 kilometrelik yolculuk esnasında Sibirya’nın ikliminin etkisiyle 27 kişi donarak hayatını kaybetti. Nazino’da geçen ilk gün soğuğa bağlı can kaybı 300’ün üzerine çıkmıştı. Sürgün edilen insanların arasında yer almaktaydı. Kısa bir süre sonra adi suçlular gönderilen unun tamamına zor kullanarak el koydular. Otorite kurmak amacıyla yapılan bu saldırıda da can kaybı yaşandı.

Adada yaşayanlar açlıktan ölmemek adına unu suyla bulamaç haline getirip tüketmeye başladılar. Kısa bir süre sonra yaptıklarının kötü bir fikir olduğu ortaya çıkacaktı. Suyun kirli olması nedeniyle bulamacı tüketenler arasında dizanteri ortaya çıktı. Açlık ve hastalık dayanılmaz hale geldiğinde adadan yaptıkları sallarla kaçmaya çalışanlar oldu. Kaçma girişimlerinden bazıları salların yeterince sağlam olmaması nedeniyle batması, bazıları ise kaçmaya çalışanların askerler tarafından vurulması neticesinde başarısız oldu. Nöbetçiler ayrıca adada oluşan çetelere müdahale etmiyor ancak küçük suçlar işleyen insanları ağır bir şekilde cezalandırıyordu.

İlginizi Çekebilir:
Saudade Ne Demek? Anlamı ve Cümle İçinde Kullanımı

Adaya İnsan Gönderilmeye Devam Edildi

Besinsiz kalmanın da adadan kaçmaya çalışmanın da ölüm anlamına gelmesi nedeniyle adada kalanlar çözüm olarak yamyamlığa başladı. Üstelik adaya insan gönderilmesine ara verilmeden devam ediliyordu. Durum adaya daha önce gönderilmiş sürgünler açısından yeni gelenlerin besin kaynağı olarak görülmesine dönüşmüştü.

Adada yaşanan ölümler bölgede sürekli konuşulur hale gelmişti. Bir yandan da nehir insan parçalarını çevre bölgelere de taşıyordu. Olayın çok fazla dillendirilmesiyle beraber inceleme amacıyla bir ekip adaya gönderildi. Tespit ettikleri durum şok ediciydi; ilk gönderilenler arasından sadece 2 bin kişi sağ kalabilmişti.

Adada Yerleşimin Sonlandırılması

Adaya gönderilen ekibin içerisinde Komünist Parti’nin yetkili isimlerinden Vassily Arsenievich Velichko da yer almaktaydı. Velichko politbüroya sunulmak üzere bir rapor hazırlamış ve kurulan yerleşimin verimsiz olduğu tespitini paylaşmıştı. Rapora göre adada sağ kalan 2 bin kişinin yarısı yatalak veya çalışamayacak haldeydi. Geriye kalanların ise sadece 300’ü çalışabilecek haldeydi. Rapora itiraz girişimleri olsa da adanın kullanımı iptal edildi ve sağ kalanlar diğer çalışma kamplarına sevk edildi. Nazino Adası yaşanan bu olayla birlikte “Ölüm Adası” olarak da anılmaya başlanıldı.

Görgü Tanığının İfadeleri

1988 yılında başlatılan insan hakları çalışmaları neticesinde Nazino Adası Olayı tekrar gündeme geldi. Kamuoyuna sunulan bilgiler arasında olayın görgü tanığı olarak geçen bölgenin yerlilerinden birinin ifadelerine yer verildi. Tanık, adadan kaçanların demiryolu aradıklarını ancak kendilerinin de demiryolunu bilmediğini aktardı. Mağdurların açlıktan çıldırdığını söyledi. Ayrıca bir trajediye şahit olduğunu da ekledi. Tanığa göre Kostia Venikov isimli bir nöbetçi adaya gönderilen bir kadınla gönül ilişkisine başlamıştı. Venikov geçici süre adadan uzaklaşmak durumunda kalmış, sevdiği kadını aç kalmış diğer ada sakinleri yakalamış ve ağaca bağlayıp vücudunun çeşitli parçalarını yemişlerdi. Venikov döndüğünde kadın hala hayattaydı ancak kadın kan kaybından dolayı kurtarılamamıştı.

En iyi sanat belgeselleri yazımıza göz atmak isteyebilirsiniz!

Diğer kaynaklar:

Ekşi Şeyler

En Wiki

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu